1.) Aile Sağlığı Merkezlerinin Tüzel Kişiliğe Sahip Olmamalarının Yarattığı Olumsuzluklar….
Personeli kendisi çalıştıran ASM’lerde ASM’nin bir tüzel kişiliği bulunmadığı için SGK mevzuatı ve Bankalar Kanunu gereği ASM adına SGK işveren kaydı açtırılamamakta,bankada ASM adına bir hesap açılamamaktadır.
Bu durumun uygulamada çıkaracağı sorunlar;
          a) İşveren Sorumluluğu ;
İşveren bir aile hekimi olacağından dolayı tüm işveren sorumluluğu ve işveren riskleri tek bir kişide toplanmaktadır.
Her ne kadar karar defterine alınacak karar ile bu sorumluluk paylaşılıyor gibi gözükse de yasalar nezdinde tek bir                                            sorumlu vardır o da işveren olan hekimdir. Karar defterine alınacak karar işveren hekime diğer hekimlere ekonomik                                      yaptırımlarla ilgili rücu etme hakkı tanımaktadır. Kaldı ki işin hukuksal takibi işveren hekime aittir ve çalışan ile                                                doğabilecek hukuksal husumetlerde davanın muhatabı işveren hekimdir.

          b) Kıdem Tazmintı Toplamak ile ilgili sıkıntılar ;
A.S.M.’lerde Çalışan işçilerin gerektiğinde ödenecek kıdem tazminatları için aylık bir fon toplanmakta ve bir banka                                             hesabında biriktirilmektedir. Bazı A.S.M.’lerde bu durum günü geldiğinde de toplarız şeklinde düşünülüp fon yaratılmıyor                             da olabilmektedir ki bu ileride yaşanan hekim görev yeri değiştirmelerinde ciddi sıkıntılar yaratır. Eğer fon yaratılmışsa                                 paraların toplanacağı banka hesabı yukarıda belirttiğimiz şekilde hukuksal nedenlerden dolayı A.S.M. adına açılmış bir                                   banka hesabı olmayacak yine bir hekimin adına ya da hekimler adına açılmış ortak hesap olacaktır. Burada da hesap sahibi                           hekimin kişisel sorunlarından dolayı hesaba haciz gelebilmekte hekimin vefatı durumunda söz konusu hesap mirasçıları                                 hesabın A.S.M.’ye ait olduğunu kabul etse bile veraset intikal vergisi çıkacağı için yine bir kayıp söz konusu olacaktır.

2.) Kıdem Tazminatı Mevcut Yasanın Yarattığı Sıkıntılar
Mevcut yasada kıdem tazminatı ödemesi ödendiği tarihteki güncel brüt asgari ücretten hesaplanıp ödeneceği için A.S.M. tarafından toplanan paralar zaman içinde yetersiz kalabilmektedir.

3.) İzin ve Rapor Dönemlerinde İkame Personel Temini
Personeli kendi çalıştıran A.S.M.’lerde personellerin izin kullanmaları durumunda iş yerinde aksaklıklar olabilmektedir. Hizmet alındığında izin dönemlerinde ikame personel temin edilecektir.

4.) Mali Müşavir Sorumluluğunun Kısıtlı Olması
Personelin hekim tarafından çalıştırılması halinde özlük haklarının ve SGK kayıtlarının takibi için bir muhasebeci ile anlaşılmakta vekaleten hekim adına işlemleri muhasebeci yürütmektedir. İşveren riskleri açısından muhasebecinin en ufak bir sorumluluğu yoktur.

5.) Evrak Saklama Yükümlülüğü
İşveren hekim işçi ile ilgili tahakkuk fişi, hizmet döküm listesi, bordro vs. gibi evrakları 10 yıl gibi uzunca bir süre muhafaza etmek zorundadır. Bu da başlı başına bir yük ve sorumluluktur. Üstelik bu sorumluluk ve yaptırımların muhatabı muhasebeci değil işveren hekimdir. Özellikle yıllar içinde hekim değişikliği olduğunda da bu konuda evrak kaybolması vb. sorunlar oluşabilir.

6.) Değişen İş Kanunu ve SGK Mevzuatı Takibi
İşveren hekimin bir diğer handikabı da iş kanununda yapılan değişikliklerdir. SGK mevzuatında yapılan değişiklikleri anlık takip etmek ve yükümlülüğünü yerine getirmesi konusunda olacaktır. Mevcut iş temposu göz önüne alınırsa bunun pek mümkün olmayacağı aşikardır.

7.) Hizmet almamanın tek avantajlı tarafı hizmet alımına göre daha ucuz olmasıdır. Ancak bu kadar dezavantaja karşın buna değer mi?